SADULLAH EFE

Tarih: 21.03.2021 17:51

KARŞIMIZDAKİ AYNA

Facebook Twitter Linked-in

               

Son yıllarda günlük konuşma dilimizde yer edinmeye başladı Empati. Bir insanın kendisini karşısındaki insanın yerine koyarak doğru iletişim kurmasıdır Empati. Bireysel bağlamda birbirimizi ne kadar iyi anlar ve anladığımızın gereğini yaparsak empati kurmuş oluruz. Empati karşınızdaki insanı onun gözleri ile dünyayı görebilecek kadar iyi algılayabilmek ve onun dünyasına girebilmek demektir.

Küçük yaştan itibaren yaşamımızdaki her yeni gün yeni insanlar, yani olaylar yada yeni yeni farklılıklarla göz göze gelmektir.

Filmler masallar ne söylesede gerçek hayatta  hepimiz benzer durumlara şahit oluruz. Yani empati hep tatildedir. Bizim eve, bizim sokağa, bizim mahalleye pek uğramaz empati. Oysa bazen bir çocuğun, bazen bir annenin bazen bir yaşlının, bazen bir kadının bazen bir engellinin umududur Empati.

.Beklentilere kulak kabartıp, eleştirmeden, anlayarak  dinleyipen çok da ben onun yerinde olsaydım ne yapardım? Diyerek düşünmeye başlamak. Empatinin tanımıyla ilgili bizde çokgüzel atasözlerimiz, deyimlerimiz bulunmaktadır. Mesela : ?Başa gelmeyince bilinmez.?atasözüne bir bakalım.

Ne güzel açıklanmış aslında kısa ve öz. Kimse bir başkasının yaşadığı acıyı, sevinci, hastalığı veya  farklılıkların onun yaşamındaki dezavantajlarını .. kendi başına gelmeden anlayamıyor insan. Hani ağzı olan konuşuyor derler ya bazen sizin adınıza eleştiriyor, küçümsüyor, çözüm üretiyor kısacası siz susuyorsunuz hep onlar konuşuyor sorunun kaynağında kendimizin olduğunu unutuyoruz ama bazen detoplumumuzda ki bir kesimin sizi anlamaya çalıştığını sizinle gerçekten iletişim kurmak istediğini acımadan, saygı ve sevgi ile yaklaştıklarına şahit olunca ümitvar oluyorsunuz.  Engelli olarak yaşamını idame ettiren biri olarak her ortamda kendimizi ifade etmeye çalışan farklılıklarımızdan yola çıkarak özel ihtiyaçlarımız konusunda farkındalık oluşturmaya toplumda empati kültürünün yaygınlaşmasına gayret eden biri olarak geçmişe nazaran toplumsal hayatın daha çok içerisindeyiz. Engellilerin hayatında bir çok olumlu gelişmeler olmasına rağmen 20-25 yıl önceki basın açıklamalarımla bugünün arasında büyük bir fark  yok. Eğitimde, sağlıkta, istihdamda, ekonomik bağımsızlık ve günlük yaşam mücadelemizdeki erişim ve ulaşımdaki engeller yine dilimizde tespih. Ya biz kendimizi anlatamıyoruz yada bizi anlayanlar rol mü yapıyor demekten kendimi alamıyorum.

Peki toplumun bir ferdi olarak bizler ne kadar empati yapabiliyoruz? Ya da şöyle sormak istiyorum sizler bizim için ne kadar empati yapabiliyorsunuz? Karlı buzlu bir havada ben şimdi nasıl eve giderim yerine buradan bir engelli insan nasıl geçer nasıl yürüyebilir diye hiç sordunuz mu kendinize?Asansörü olmayan evler yapıldığında, ya da asansörü giriş katından başlamayan avmler, iş merkezleri yapıldığında buradan bir engelli nasıl yukarı çıkabilir diye düşündünüz mü?Dik yokuşları yürürken hiç aklınıza geldik mi sizlerin? Engelli otoparklarına ayırılan kısımlara aracınızı park ederken burası engelli yeri buraya park etmeyeyim diye başka yerler aradınız mı? En çok da bakışlarınızı çekebildiniz mi üzerimizden bakmayayım uzun uzun incelemeyeyim bizden bir farkınız yok diyebildiniz mi? Bunlara evet diyen tüm vatandaşlarımıza canı gönülden teşekkür ederim.  

Sizlerin de bildiği gibi bugün 21 Mart Dünya Down Sendromu Farkındalık Günü.

Biraz da onlara değinmek istiyorum.

Normal bir insanda kromozom sayısı 46 iken, down sendromlular 47 kromozomla dünyaya geliyor.Tıpkı bizim gibiler +1 farkla. Down Sendromu tedavi edilmesi gereken bir hastalık değil, bireyin hayatı boyunca devam eden bir farklılıktır. Toplum tarafından yeterince destek görmedikleri dışlandıkları için çalışma ve eğitim alma konusunda problem yaşarlar.İyi bir eğitim sürecinden geçen down sendromlu bir bireyin iş hayatında da çevresinde de oldukça başarılı olduğu bilinmektedir.Birçok down sendromlu bireylerin başarı hikayeleri bulunuyor. Hepsinin ortak görülen karakteristik özelliklere sahip olsalar da aslında her Down Sendromlu birey kendi içerisinde özeldir. Tıpkı diğer çocuklar gibi Down Sendromu?na sahip çocukların da zeka seviyeleri, yetenek alanları ve kişilikleri çeşitlilikler gösterir. Doğru bir eğitimle onlar da tıpkı yaşıtlarında olan diğer çocuklar gibi eğlenebilir doğru bir eğitimle iş ve başarı dünyasına adım atabilirler.Onları bugün daha yakından tanımak ister misiniz?Hayatlarına dokunmak,sadece onları anlayarak yanlarında olmak.. Farkındalık bir nebze onlara bakış açımızı değiştirir umarım. Bugün en çok onlar ve aileleri için empati kuralım.

Geçtiğimiz günlerde yazdığım ?Her Yerde Kar Var ` başlıklı köşe yazım sonrası 2 kez kar yağdı ve beklediğimiz empati örneğini Sayın Valimiz Okay Memiş bey sergiledi. Kar yağdığı günler için kamuda çalışan engellilerin idari izinli sayılmaları yönündeki tasarruflarından dolayı teşekkür ediyorum


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —